Ana sayfa

 

Selam b. Ebi Muti :

 

Tebe-i tâbiînin büyük hadîs âlimlerinden. Doğum târihi bilinmemektedir. 164. (m. 780) senesinde

vefât etti. Basralı’dır. Babasının ismi Sa’d el-Huzâî’dir. Huzâa kabilesine mensûb oluşu, onların âzâdlısı

olduğundandır. Hadîs ilminde sika (güvenilir ve îtimâd edilir) bir âlimdir. Katâde, Galip el-Kattân, Ebî

İmrân el-Cürenî, Eyyûb es-Sahtiyânî, Esma bin Ubeyd, Osman bin Abdullah bin Mevhîb, Hişâm bin

Urve gibi büyük zâtlardan (r.aleyhim ecmaîn) hadîs-i şerîf rivâyet edip, ilim öğrenmiştir. Mehdî İbn-i Mübârek,

Yûnus bin Muhammed, Züheyr bin Naîm el-Bâbî, Vehb bin Cerîr ve daha başka âlimler de ondan

hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Sahîh-i Buhârî, Sahîh-i Müslim, Sünen-i

Nesâî, Sünen-i İbn-i Mâce ve Sünen-i Tirmizî adındaki hadîs-i şerîf kitaplarında mevcuttur. Rivâyetlerinin

çoğunu Katâde’den yapmıştır. Basra’nın meşhûr hatîblerinden idi. Çok hacca gitti. Mekke yolunda iken

vefât etti.

Âlimlerin hakkında buyurdukları: Ahmed bin Hanbel (r.a.): “Selâm bin Ebî Mutî’, sika ve sünnet-i

seniyyeye bağlı bir zât idi.”

Ebû Dâvûd (r.a.): “Ebû Seleme’den duydum. Dedi ki: Selâm bin Ebî Muti’, Basra’nın en akıllılarından

idi.”

İbn-i Adî (r.a.): “Mütekaddimînden (geçen âlimlerden) hiçbirinden onun hadîs ilminde zâif olduğunu

söyleyeni görmedim.”

Bezzaz: “O, insanların seçilmişlerinden idi” demektedir.

Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:

Şuayb bin Habbab’dan, o da Enes bin Mâlik’den rivâyet etti. Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

“Yüz müslümanın namazını kıldığı cenâzeyi, Allahü teâlâ af ve mağfiret buyurur.”

Katâde’den, o da Hasan bin Semrete’den rivâyet etti. Resûlullah efendimiz buyurdular ki: “Erkek

çocuğu, akîka karşılığında rehindir. Doğumunun yedinci günü akîka hayvanı kesilir, başı tıraş

edilir ve isim konur.” (Akîka, çocuk ni’metine karşılık, Allahü teâlâya şükür etmek niyeti ile hayvan

kesmektir. Çocuğa yedinci günü isim koymak ve başını kazıyıp, saçının ağırlığı kadar, erkek çocuk için

altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermek ve erkek için iki, kız için bir akîka hayvanı kesmek

müstehaptir.)

Onun kıymetli sözleri: “Zühd üç Kısımdır: Birinci kısım, işi de sözü de sırf Allahü teâlânın rızâsı için

yapmaktır. İkinci kısım, iyi olmayan şeyleri terk edip, iyi ve güzel işleri yapmak. Üçüncü kısım ise, mubah

olan şeyleri lâzım olduğu kadar kullanmak. Bu en aşağı derecedir.”

“Bir hastayı ziyâret için yanına gitmiştim O inler bir vaziyette idi. Bunun üzerine ona: “Yolların, kenarında

kimsesiz, bakanı olmıyan, evi ve sığınacak bir yeri bulunmıyan, hizmet edecek kimseleri olmayıp,

yapayalnız, acılarıyle başbaşa kalmış kimseleri hatırla da, hâline şükret. Niçin bu kadar inleyip durursun”

dedim. Daha sonra tekrar ziyâret ettiğimde böyle bir iniltisini duymadım ve buna “Hâlime şükürler

olsun. Hizmet edenim var, evim var, çok kimse bundan mahrum. Bunları düşündükçe, Rabbime nasıl

şükür edeceğimi bilemiyorum” dedi.”

“Birgün Mâlik bin Dinar’ın yanına gittim. Vakit gece idi. Işığı falan yoktu. Sadece ekmek yiyordu.

Yanında yemek yapacak kabı da yoktu. Ona “Bu ne hâl, böyle!” dedim. Bunun üzerine bana “Beni bırakınız.

Geçen günlerime yanıyorum. Koskoca bir ömür geçti gitti. Hiçbir şey yapamadım” dedi.

Yine Selâm bin Ebî Muti’ şöyle anlatır: Hasen-i Basrî (r.a.) oruçlu idi. Akşam olunca kendisine, iftarını

açması için su getirdiler. Suyu alıp içeceği sırada, ağlamaya başladı. Ona niçin ağladığını sorduklarında,

Kur’ân-ı kerîmde, “Cehennemlikler, Cennetliklere şöyle seslenir: “Suyunuzdan ve Allahü

teâlânın size verdiği rızıktan biraz da bize akıtın.” Onlar da: “Şüphesiz, Allahü teâlâ bunları kâ-

firlere harâm kıldı.” derler. (A’raf sûresi 50) âyet-i kerîmesıyle bildirilen manzarayı hatırladım da dayanamadım,

onun için ağladım” diye cevap vermiştir.

“Ölen kimse kabre konunca, onun dünyâda iken yaptığı iyi amelleri her taraftan gelerek etrafını

kuşatırlar. Bu sırada, oraya azâb meleği gelir. Onun sâlih amellerinden birisi, azab meleğine, buradan

uzaklaş, ben varken ona dokunamazsın, der.

 

Kaynaklar:

----------------------

1) Hilyet-ül-evliyâ cild-6, sh-188

2) El-Kâşif cild-1, sh-3l4

3) Tehzîb-üt-tehzîb cild-4, sh-287

4) Mîzân-ül-i’tidâl cild-2, sh-181